Değerli Dostlar
Bir süre önce Facebook denen sosyal paylaşım sitesinde Sanalda Yozlaşma diye bir gurup kuruldu.
Başlangıçtaki amaçları,sanalda ve forumlardaki kirlenmeyi,çürümüşlüğü ortaya sermek olsada,bir süre sonra baktık ki,amaçtan sapılmış ve kişisel çatışmalar ve hırslar temelinde amaç kişiselleştirilerek,malum kişilere karşı bir linç kampanyasına dönüştürülmüş.Biz zaten Solplatform da bu Sanaldaki Yozlaşmayı,Sanal Bezirganlar başlığı altında yeterince dile getiriyoruz.
Bizim kişilerle bir derdimiz yok.
Bizim derdimiz bu çürümüş kişilikleri ortaya çıkaran Burjuva İdeolojisinin ve buna bağlı Burjuva Kültürün gözler önüne serilmesi.
O nedenle de Facebook ta başlatılan bu kampanyanın SOLPLATFORM OLARAK, hiç bir şekilde içersinde olmayacağız.
veda
Suat
Senin kadarnvaktim yok. Yazilan bir cumleye iki sayfa yazi yazamam. Ama, su sanal ortamda iki yili bile bulmayan gecmisinde herseye maydanoz olmayi cok iyi becerdin. Bu acidan tebrike layiksin.
Enternasyonal forumda yine bu konuda butun "sazanlik" yeteneklerini ortaya koyamussun. Konudan tamamen bihaber olmana ragmen, yazdigin onlarca sayfanin bir yerinde hic alakasi olmamasina ragmen bana da dokundurmayi ihmal etmemissin.
Sana acikca bir ogut. Bilmedigin konularda konusma. Benim Solplatform icin yaptigimi bilen biliyor. O yuzden kendini fazlaca yorma. Git ufuruklerini enternasyonal forumdaki cocuklara yuttur. Onlarin Suat abisi olarak kal.
AK
Suat arkadaş Veda arkadaş benim tam olarak anlatmak istediğim budur diye bir cevap yazıyor ama, daha önce tam olarak ne anlatmak istedi ondan da haberimiz yok(sedov)
''sayın sedov sizin haberiniz olmayabilir ama anlatılanlar forumlarda asılıdır. burada söylediklerim onların özetidir. bu özetten de ne anlatılmak istendiğini anlamanız olanaklıdır. yok hala anlamadınız yada sormanız gereken yerler varsa bana sorarsınız, açıklamak ve anlatmak da bana düşen görevdir.'' Suat
Asıl sorun şu suat arkadaş, tartışmaya hakim olabilmem için tüm forumları dolaşmammı gerekiyor. Haklısın özet olarak birşeyler anlamak pekala mümkün, ancak bu sadece birşeyler ile sınırlı kalıyor. Anlamadığım noktada da zaten size ve yazısını anlamadığım diğer arkadaşlara çağrıda bulundum.
Unutmadan söylemek istiyorum. Sırf bu tartışma üzerinden dönen paylaşımlar bize ne katacak merak ediyorum. Çok ilginç, daha önce tek bir paylaşımı olmayan arkadaşlar, bu tartışmanın en merkezinden tartışmaya girebiliyorlar. Çoğu zaman kimden ve neden bahsettiğini anlasam tamam diyebilirim, ancak diğer forumları takip etmediğim sürece (ki ben bunu yapmak istemiyorum, sınırlı olan zamanımı solplatform için kullanmak istiyorum.) anlamayacağım bir tartışmanın( en çok izlenen başlıklarda birinci sırada) üzerinden paylaşım ve dayanışmayı örmem nasıl olacak asıl merakım budur.
Ancak sf de '' marksizmim üç saç ayağı'' konusunda borganın kendi kafasına göre ve kendisinin de inanmadığı ama uzun zamandır bir boşluk olarak duran Hindistan örneği sosunu katarak marksizme karşı eleştirilerine öncelikle cevap veren ,hasan Karataş oldu. Bu belki Hasan Karataşın gözünü açmaya yarayabilir.
>Yarayabilir diyorum çünkü daha öncede borganın marksizme karşı yaratmaya çalıştığı ve gedik aramaya çalıştığı tezlerine hasan karataş karşı eleştirileri vardı. Tabi opotünist borga o dönem bu tartışmayı devem etirmeye forumsal çıkarlar persfektifinden dolayı devam etirmamşti.. (borga kafalayacağı insan saçma sapan yazsada itiraz etmez.)
Bakalım sayın borga bu taktiğinden marksizmin üç saç ayağı konusunda vazgeçicekmi. Yoksa hasan karataş ile şu aşmada(forumsalık icabı) çelişkişe düşmemek takdiğinemi devam edecek?
Klan yada aşiret toplumu şu an var olan toplumdan daha ileridir bence..:)
"adını getirdik veda efendi...çıkarken unutmuşsun...aldığın mahlasları da kendin gibi piç etme olur mu ?"
Bana gelen profil mesajı.
Gönderende proleter1 mahlaslı kişi.
Ancak bu proleter1, SF den ayrılan proleter1 değil.
Bu gerçekten beyin hücreleri dumura uğramış,rüyasında bile beni gören,başına taş düşse benden bilen GERİ ZEKALI,Sanal Çöplüğün bezirganbaşı veya tetikçilerinden biri!
Siz hakikaten GERİ ZEKALISINIZ?
Azıcık yazılanları okusanız,birazcık beyin hücrelerinize kan gitse,benim düşüncelerimle,proletr1 mahlaslı kişinin düşüncelerinin biribirine aykırı olduğunu anlarsınız!
Keşke gerçek proleter1 SP ye gelse de,onunla Toplumsal Devrim,Politik Devrim konusunu tartışsak.
Bir TKP li bile,sizden çok daha fazla Marksizme yakın.
Bundan böyle SF ye Sanal Çöplüğün yanında,GERİ ZEKALILAR KULÜBÜ de diyeceğim.
Sizin hakikaten aklınız firar etmiş :)
Ben sizin KABUSUNUZUM!
Beni görmeye devam edin.
Enel Hak!
Ben heryerdeyim :)
[/B]
veda
En haysiyetsiz ve onursuz insan bile onursuzluğu,haysiyetsizliği teşhir edildiğinde,belgelerle ortaya konulduğunda,bulunduğu ortamı terk eder.
Sanal Çöpülüğün Bezirganbaşı,Faşist Zevkli .org sitesinin TEĞMENİ 1955 ise,hakkında ortaya konan bunca belgeyle FAŞİSTLİĞİ kanıtlanmasına karşın hala utanmazca ortalıkta gezebilmekte!!!
Beni Martov'a benzetmiş!
Sen Martov bile olamazssın IRKÇI,FAŞİST.
Zevkli.org sitesinde,utanmadan avatarında CHE nin resimlerini kullanarak yazdığın resimli mesajların elden ele dolaşıyor.
Faşist İspara- Alp e ÜLKÜDAŞIM derken,TÜM ÜLKÜCÜLER benim kardeşimdir derken,hiç mi UTANMADIN CHE 'NİN RESMİNİ AVATARINA KOYMAYA.
FAŞİSTLER SENİN KARDEŞİNSE NE İŞİN VAR SENİN DEVRİMCİLERİN OLDUĞU YERLERDE.
GERÇİ BULUNDUĞUN YERDE DEVRİMCİ DE KALMADI ARTIK.
Ya özgürlük mücadelesi veren bir halkın önderine FAŞİSTLERLE BİRLİKTE SÖVERKEN,HİÇ Mİ DÜŞÜNMEDİN BİR GÜN ONLARIN YÜZÜNE BAKMAK ZORUNDA KALACAĞINI.
Her KÜRT yurtsveri BABİL gibi ONURSUZ değilki,senin kendi önderlerine FAŞİSTLERLE BİRLİKTE KÜFÜR ETMENE SESSİZ KALSIN,SANA YALAKALIK YAPSIN.
İŞTE BU KEPAZELİKLERİNİN BELGELERİ!!!
veda
Türkçe dilinde anti komünist ajitasyon,propaganda yapılan en iyi sitedir SF ! Abel e (vb.) yapılanları misafir olarak izledikten sonra "küfür"konusunda size katılmıyorum.
Yerindedir ve az gelir,
Gücüm yetse çok daha fazlasını yapardım...
"Yaşamak neleri öğretiyor, düşünüyorum
okuduğum bütün kitaplar paramparça
çıkıp dolaşıyorum akşamüstleri bir başıma
bir uçtan bir uca yalnızlıklar oluyor kent
bulvar kahvelerinin önünden geçiyorum
sırnaşık aydınlar, arabesk hüzünler
bir gazete sayfasında sereserpe bir yosma
Sesler gittikçe azalıyor, kuşlar azalıyor
ve ne zaman yolum düşse vurulduğun yere
kızgın bir halka oluyor boynumda o sokak
Hüznü yalnız atlarımız duyuyor artık
biz çoktan unutmuşuz böyle şeyleri
ama içimde bir sırtlanın dalgın duruşu
ve dilimin ucunda küfre dönüyor her sözcük"
Kimi zaman dilimizin ucunda küfre döndüğü olur sözcüklerin. "dudaklarımızı kanatırcasına ısırsakta" o sözcük ağzımızdan çıkıverir, bütün acımız, öfkemiz sıkılı dişlerimizin arasından fırlayıverir, "Namussuzlar" ya da "alçaklar" it herifler" vb...
Devrimcinin küfrü kendi dilince kendi ahlakıncadır. "İşçi sınıfı melek değildir" der üstad, doğrudur. Her ne kadar bu sözcük daha geniş bir alan için söylenmişse de konumuzla ilgili olarak da doğrudur. İşçi sınıfının, emekçi halkın küfür kültürü oldukca zengindir.Hatta bölgesel çeşitlilikler içinde bu kültüre ayrıcalıklı ve orjinal katkılar sunan yörelerde vardır. " öyle derin , öyle içten küfretmek" özelliğine sahip olanlar olduğu gibi, en yakası açılmadık orjinal küfürleriyle meşhur olan yerler vardır.Bir dönemler yozgat ve afyon mahpushanelerinde kaldım ve oralarda duyduğum küfürleri adanalalılar duysa yüzleri kızarırdı herhalde. Bir bağlantısı varmıdır bilmem ama adı geçen yerler gericiliğin ve faşizmin oldukca güçlü olduğu yerlerdir.
Emekçiler küfreder, devrimcilerde küfreder. Emekçi halk örneğin bir kadına kızdımı, heleki bu kadın birazda burjuvaca bir tipse " ulan bunu bir ....sin aklı başına gelecek" diyebilir\ der. Kimi zamanda öfkesini "anayı avratı sıraya dizmekle ortaya koyar" Belki ne varsa dilinde vardır, ama bu dil bazen çok iğrençleşebilir. En insani özelliklerimizden olan cinsellik bu dilde, bir cezalandırma eylemi haline dönüşebilir. Hep kızdığı öfkrendiği zaman küfre başvurulduğu sanılmasın, bazen neşesi, çoşkusu, samimiyeti de küfre dönüşebilir. Arkadaşının sırtına sevgiyle vurarak "lan sen ne puştsun" diyebilir.
Devrimciler işçi sınıfı değildir, emekçi halk değildir. Devrimciler öncüdür ve verili toplumun bilincini değil uğruna mücadele vedikleri geleceğin toplumun bilinç biçimlerini kendi kişiliklerinde somutlayan somutlamaya çalışanlardır.Bu yüzden öfkeleri de, sevinçleri de ve küfürleri de Devrimci gibidir.İşçilerin verili topluma denk düşen özelliklerini bir olgu olarak tespit etmek başka şeydir bu özellikleri kendi diline, davranışlarına referans yapmak başka şeydir. Derdimiz ahlakçılık yapmak değil ama devrimcilik aynı zamanda ahlaki bir duruştur.
Bu yüzden hiç kimse " ben işçiyim benim dilim bu" diyerek ayrıcalıklı bir küfür diline meşruluk kazandırabileceğini sanmasın.
Dedik ya devrimcilerde küfür eder ama devrimci gibi.
27-05-2011, 22:51
-------------------------------------------
Dün orada böyle yazmışız ( söz uçar yazı kalır) bu günde bura da şibusa'nın yazısını görünce aynı sözlerimizi tekrarlamak zorunda kaldık. Bu tekrarımız hoş görüle
__________________
Demek ki Antares,veda ,Vurgun ve Ekim'in ayrılması çok dokunmuş ; buradan bu anlaşılıyor.
[/B]
Belirtmeden geçemeyeceğim. Cankuşoğlunu oturdunuz dinlediniz ama baştan onu bu forumdan banlamaya karalıydınız. Bu sizce açık kalplilikmi? Madem onu bu forumda yer vermemeye karalıydınız daha baştan ilk yazısının altına cankuşoğluna bunu belitmeli ve yazısını silmeliydiniz. Beklentiniz cankuşoğlunun bülbül gibi ötmesiydi. Bu açık kalplilikmi alahın aşkına.Owert
solplatform.biz 'in M-L ilkelere bağlı ,bilimsel sosyalizmin savunucusu bir forum olduğu bilinmesine karşın EF tarafından yönetim (SP) aleyhine yapılan eleştiriler ne kadar anlamlıdır? Bugüne dek sataşma olmadan forumumuzdan herhangi bir eleştiri yönlendirilmiş değildir tarafınıza (EF).
Bu bölümde açılan hiçbir konuda ne tutarsızlık ne de çizgisizliğin izlerini göremezsiniz.Biz neysek oyuz.Bu anlamda yazıları tekrar okuyun (her iki forumdaki EF/SP), muğlak ve net olmayan ifadelerle yazmadığımızı göreceksiniz.Eleştirdiğim EKim'in yazısındaki şu satır
.... yapılanlar gevezeliğe girer ki onun da zerre kadar kıymet-i harbiyesi yoktur.
ile yazının diğer kalanını yanyana koyup samimice incelerseniz eleştirdiği ne varsa kendiside yapıyor. Nasıl yapıyor sorusunun cevabıda muğlak bilgiler vermesi, net olmaması, kinaye yapmasında saklı diye düşünüyorum. Benim a,b,c isimli şahıslara bir diyeceğim varsa bunu açıkça isim vererek yaparım. Yollama yapmaya, kinaye yapmaya gerek duymam. Eleştirdiğim yazıya getirdiğim eleştiri bu eksenlidir. Kodlamayı Çözen açısından Özünde barınan eleştirilerin haklılıgı haksızlığı ayrı bir tartışma konusudur.Gelelim diğer konuya; SF 'da bulunduğunuz süreç içersinde veya dışında, forumumuzun söz konusu forum tarafından karşı karşıya bırakıldığı çirkinliklerden bihaber olmanız sol/sosyalist içerikli forumları takip ettiğiniz düşünüldüğünde olanaksız.(Bu içerikteki forumları takip ettiğiniz yazınızdan anlaşılıyor) .Nerdeydi ilkeleriniz ve neden bir satır yazma ihtiyacını hissetmediniz? Çelişkinin büyüğü bu noktada; bu nedenle bırakın herkese not vermeyi de önce kendi kağıdınızı iyi okuyup objektif olarak kendinize not verin!
Name Server:NS2.SOSYALISTFORUM.NET
Name Server:NS1.SOSYALISTFORUM.NET
çıkıyor.
Ben hala merak ediyorum TDH daha ne bekliyor pratikte bunlara kırmızı kart göstermek için.
TDH'nin bunlardan kopmadan,bunlardan safları arındırmadan bir adım bile ileri gitmesi olası değildir.
veda
Ben yaşamım boyunca böyle bir İĞRENÇLİK görmedim!
Şimdi bu utanmaz,arlanmaz,Oportunistlere diyeceklerim var!!!
Edirnede iki veya üç yıl önce Halk Cephesi üyeleri MHP li Faşistler tarafından LİNÇ edilmek istenirken,Halk Cepheli militanlar kendilerini kurtarmak için Faşistlere şöyle diyorlardı;
BİZE VURMAYIN BİZ PKK Lİ DEĞİLİZ BİZ VATANSEVERİZ!!!
Sıkışınca iki dakikada PKK yı satan CEPHELİLER’i siz BAŞTACI yapmaya devam edin.
Hadi Borga ve 1955’in bu tavrını anlamak zor değil.
Onlardan farklı bir tavır beklemek zaten yanlış olur.
Ya siz Kürt Yurtseverleri siz nasıl bu kadar BALIK HAFIZALI olabilirsiniz!
veda
[/b]
Marksizmden istifa etmiş bir meczup, ezberindeki tek kavram olan SOSYAL FAŞİSTİ,kendisinden olmayan herkesi nitelemekte kullanmaktadır.
Bu meczup,o kıt bilgisiyle önüne ardına bakmadan Marks’ın Hindistanla ilgili söylediklerini eleştirmiş!
Bu meczupa göre Marks,Sömürgecilikten yana.
Oysa bu geri zekalı Marks’ın ne dediğini tam anlasa,böyle gerzekliklerde bulunmayacak.
Bakalım Marks bu konuda ne demiş:
"Ne var ki, İngilizlerin Hindistan'a getirdikleri sefaletin esas olarak farklı ve tüm Hindistan'ın daha önceleri çekmiş olduğundan sonsuz ölçüde daha yoğun türden olduğundan kuşkuya yer yoktur.” (Marx-Engels,Seçme Yapıtlar Cilt:1, Hindistan’da İngiliz Egemenliği)"
"Demek ki, sorun, İngilizlerin Hindistan'ı fethetmeye hakları olup olmadığı değil, Türkler, Persler, Ruslar tarafından fethedilmiş Hindistan'ı, İngilizler tarafından fethedilmiş Hindistan'a yeğleyip yeğlemeyeceğimizdir. İngiltere'nin Hindistan'da yerine getirmesi gereken ikili bir görevi vardır: biri yıkıcı, öteki yenileyici — eski asyatik toplumun ortadan kaldırılması, ve Asya'da Batı toplumunun maddi temellerinin atılması.”A.g.e
Marks, burada öncelikle İngiliz işgalinin Hindistan Halkı için eskisinden çok daha fazla sefalete yol açacağının kaçınılmazlığını dile getirmiştir.
Yani burada işgali onaylama ya da haklı bulma gibi bir durum yoktur.
Burada, kaçınılmaz olan işgalin sahibi ülkeler arasında, bir tercih söz konusudur.
Türkler veya Moğollar eğer Hindistan'ı işgal ederlerse,yakıp,yıkıp,var olanı da yok edecekler ve kendi kendini tekrarlayan bu Asyatik üretim tarzının egemen olduğu toplum kendi kendini tekrarlamaya devam edecektir.
Oysa İngilizler burada yıkım gerçekleştirecekler ama aynı zamanda da bu zinciri kırarak,yani Asyatik yapıyı sonlandırarak,Kapitalizm'in gelişiminin maddi temellerini de atmak zorunda kalacaktır
Özetlersek;
1)İşgal Kaçınılmaz
2)Bu işgale direnecek bir karşı güç yok
3)Yukardaki iki koşul da işgale yönelecek ülkeler arasında,Hindistan'ın sonraki gelişmesiyle ilgili bir tercih var.
Durum böyle iken Marks’ı Sömürgeci görmek ancak ideolojik alanda kendilerine yer açmak için,Marksizm’e saldırmak zorunda kalan bu meczupa yakışır.
Marks'ı Sömürgeci görmekle,Sn Öcalan'ı Emperyalizmle işbirliği içersinde görmek,bana göre AYNI SAKAT MANTIĞIN BİR TEZAHÜRÜDÜR.
Gerek Reel Sosyalizmin çöküşü bize gösterdiği,gerekse sonrası yaşananlar asıl sorunun,Proletarya Diktatörlüğünün ,kimin Diktatörlüğü olduğu sorusunun yanıtında ortaya çıkmaktadır.
Yine Marks Proletarya Diktatörlüğünü,bir partinin,bir azınlığın değil sınıfın diktatörlüğü olarak tanımlar.
Sınıfın Diktatörlüğü demek,sınıfın öz örgütleri olan SOVYETLERİN diktatörlüğü anlamına gelir.
Sovyetlerde,yatay örgütlenmiş,merkezi olmayan,hiyerarşi içermeyen en önemliside DOĞRUDAN DEMOKRASİYİ işleyiş ilkesi olarak benimsemiş komünal yapılanmalardır.
Proletarya Diktatörlüğü,sınıfın diktatörlüğünü ML ler böyle anlar.
Geçmişteki yanlışlar üzerinden bugün bu saptamayı yaparlar.
PD ,Doğrudan Demokrasiyi işleyiş ilkesi olarak içselleştirmiş,yatay örgütlenmiş,hiyerarşik olmayan SOVYETLERİN toplamıdır.
Sağa sola,Marksist olmayanlara siz kendi ideolojinizi bile bilmiyorsunuz diye ukalalık edeceğine,biraz daha Marks’ı okumanda yarar var.
Sana bir örnek vereyim.
2007 yılında ben SF de Danışmandım.
Şimdiki admin 1955 yine o zaman forumun yasal sahibiydi.
Bir gün foruma LEO adında EKS li(EKS,Konsey Komünistlerinin bir siyasi yapılanması) bir arkadaş geldi ve Bolşeviklerin ve Lenin'in elinde kan vardır.Bunların elleri kanlıdır dedi.
Bizde bu arkadaşı uyardık ve değerlerimize saygılı olmasını istedik.
Ancak bu arkadaş işi dahada ileri götürdü ve hakaretlerine devam etti.
Bizde sonunda bu arkadaşı forumdan uzaklaştırdık.
Bunun üzerine bezirganbaşı 1955 bu LEO ya,REYTİNG uğruna sahip çıktı ve forum ağası olması nedeniyle bende dahil bir sürü arkadaşı forumdan uzaklaştırdı.
SF deki o meşhur 2007 ayrılmasının nedeni bu olmuştur.
Neyse fazla uzatmayayım.
Sonuçta umarım biribirimizi biraz olsun anladık.
Yeniden hoş geldin.
Ancak öncelikle yazdıkların sana özgü,kendi düşüncelerin olsun.
Değerli Dostum Suat'ın cümlelerini,her yerde tanırım.
Yazdıklarının bir çoğu ondan alınmış sanki.
Öncelikle Marks’ın sana göre kafasına koyduğu üretici güçler teorisi denen şey nedir?
Aslında böyle kendinden menkul bir Üretici Güçler Teorisi Marksta yoktur.
Marks Gotha Programının Eleştirisi adlı yapıtında üretici güçler ile üretim ilişkileri arasındaki zorunlu uygunluk yasasından bahsederek,bu yasadaki uygunluğun bozulmasının Toplumsal Devrimleri başlattığını söyler.
Üretici güçler dinamik,üretim ilişkileri ise statik bir yapıdadır.
Bir süre sonra üretici güçlerin gelişimine,mevcut üretim ilişkileri engel olmaya başlar,yani üretici güçlerle,üretim ilişkileri arasındaki zorunlu uygunluk yasası bozulur.
O zaman toplumda üretici güçlerin özgürce gelişimini sağlayacak yep yeni bir üretim ilişkisi kendini dayatır.
İşte Marks bunu Toplumsal Devrim çağının başlangıcı olarak niteler.
Hindistan olayı yazımda da belirttiğim gibi bir tercih meselesidir.
Bir kere Marks en baştan İnglizlerin,Hindistanı işgalinin bir felaket olduğunu söyler.
Özellikle de bu işgale direnecek Anti Sömürgeci bir gücün olmaması ve bu işgalin kaçınılmazlığı Marks’ı bir tercihte bulunmaya zorlar.
Moğollar ve Türkler Hindistanı işgal ederek orada ne varsa yakıp,yıkacak,mevcut üretim ilişkileri(Asyatik Üretim İlşkileri)üzerinde bir değişim yaratmayacak ve kapalı toplum kendi kendini tekrarlıyarak,üretici güçlerin gelişimini engelliyecek.
Diğer yanlış Lenin’in Proleter Diktasından hiç bahsetmemiş olduğu yanlışıdır.
Tam tersine Lenin PD nin bir biçimi olan işçilerin,köylülerin demokratik diktatörlüğünden geçici bir süre bahseder ve sonra ,yani 17 Ekim sonrası Devletin Proletarya Diktatörlüğü olduğunu söyler.
Kürdistan benim içinde bir sömürgedir.
Ancak KÖH diğer ulusal hareketlerden bana göre farklıdır.
Yani KÖH ni klasik anlamda bir ulusal hareket olarak görmem.
Bana göre KÖH biçim olarak ULUSAL olsada öz olarak bir Ezilen Hareketidir.
Benim için KÖH nin EDİ BESE siyle,Zapatistaların YA BASTA sı arasında bir fark yoktur.
Yanlış anlaşılmasın toplumsal devrimlerde iradenin önemi yoktur anlamında söylemiyorum bunları.
Tabiki var olan nesnelliğe müdahil olacak bir irade bir öznellik gerekir.
O nedenle bizler Ya Sosyalizm Ya Barbarlık derken buna işaret ederiz.
Bugün dünyada var olan nesnelliğe müdahil olacak bir öznelliğin,bir iradenin olmaması insanlığı Barbarlığa taşıyacaktır.
İşçilerin Köylülerin Demokratik Diktatörlüğü Lenin’in İki Taktik adlı yapıtında kullandığı bir kavramdır.
Ve Lenin bu kavramın verili koşullarda Proletarya Diktatörlüğünün bir biçimi olduğunu dile getirir.
Ancak Ekim Devrimi sonrası Lenin hep Proletarya Diktatörlüğü kavramını kullanmıştır.
NEP dönemi yaşanılan iç savaşın ve o dönemde uygulanan savaş komünizminin sonucu ekonominin gittikçe kötüleşmesi,aynı zamanda uygulanan Emperyalist ambargo nedeniyle bizzat Lenin tarafından geçici olarak uygulanmış bir ekonomik modeldir.
Amaç yukardada belirttiğim gibi ülke ekonomisini çökmekten kurtarmaktır.
NEP dönemi yaşanılan iç savaşın ve o dönemde uygulanan savaş komünizminin sonucu ekonominin gittikçe kötüleşmesi,aynı zamanda uygulanan Emperyalist ambargo nedeniyle bizzat Lenin tarafından geçici olarak uygulanmış bir ekonomik modeldir.
Amaç yukardada belirttiğim gibi ülke ekonomisini çökmekten kurtarmaktır.